• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dilbilimciyamanarikan

Takvim
Site Haritası
Yaman Arıkan
info@yamanarikan.com
Din meselesi 2
24/08/2014
Milli varlık ve bekaamızın iki temel direğinden birinin dil, diğerinin de din olduğunu biliyoruz. Yine, son yıllarda, bu iki temel direkten biri olan Türkçemizin, Türklük düşmanları ile gafil ve câhil diplomalıların taarruz ve suikasdına maruz kaldığını ve bir hayli yaralar aldığını da biliyoruz. Acaba diğer temel direğimiz olan dinimiz İslâmiyet, daha doğrusu ona bakışımız, onu anlayışımız ve onu yaşayışımız ne durumdadır, hangi seviyededir? Dinimizi hakikat ve mâhiyetine uygun bir şekilde doğru olarak anlayıp yaşayabiliyor muyuz? 

Bir an için, günümüzden meselâ altmış sene önce, ülkemizde tıp tedrisatının kaldırıldığını, tıp fakültelerinin kapatıldığını ve bugüne kadar, ehliyetli, liyâkatli ve mütehassıs doktorların yatiştirilmesine ehemmiyet verilmediğini kabul edelim. Böyle bir durumda, daha önceleri yetişmiş bulunan mütehassıs doktorlar bu dünyadan göçmüş olacak ve ortada ehliyet ve liyâkat sâhibi hekim kalmayacaktır. Ne var ki; tıp tedrisatının kaldırılması ve mütehassıs doktorların da tükenmiş bulunmasıyla hastalıklar ve doktora olan ihtiyaç da ortadan kalkmış olmayacaktır. Zira bedenler var oldukça hastalık ve rahatsızlıklar da var olacaktır. Hattâ, ortada ehliyetli, liyakatli ve mütehassıs sağlık uzmanları bulunmadığı için hastalıklar daha da artacak ve yaygınlaşacaktır. Bu arada, derdi olanlar da, gâyet tabii olarak devâ arayacaklardır. Neticede ise, baş ağrısından kansere kadar her derdi iyileştirdiğini iddiâ eden ve kendisini Lokman Hekim aynasında gören bir kısım kalpazanlar türeyecek ve bunlar tıp ve doktorluk nâm-ı 
hesâbına nice canlara kıyacak, nicelerini sakat bırakacak, nicelerini süründürecektir. 

İşte bugün, yürekler acısı böyle bir manzara din bahsinde meydana gelmiştir. Uzun seneler devam eden ihmal ve lâkaydîlik neticesi, avâm tabakası bir yana, dinî yönden halkı irşad etmekle vazifeli bulunanlardan bazıları dinin hakikat ve mâhiyetini anlamaktan ve anlatmaktan yoksun kalmışlardır.
 
Böylece, tıpkı mütehassıs doktorların bulunmadığı yerde, meydanın, kendisini Lokman Hekim aynasında gören kalpazanlara kalması gibi, dinin anlatılması da kendisini din allâmesi zannedenlere kalmıştır. Aslında dinine samimiyetle ve ihlasla bağlı bulunan Türk Milletinin bir ekseriyeti, farkında olmadan bu kendini allâme sananların elinde şaşırmaktadır. Zira bu zihniyet; ruhsuz, şekilci ve sırf bedenî disipline bağlı din anlayışı ile, insanımızın din dünyasına kapkaranlık bir kâbus gibi çökmüş bulunmaktadır. Eşref-i mahlûkat olan insanı Allah yolunda bir adım dahi ileri götürmeyen bu ruhsuz din anlayışının yine Allah adına derhal bertaraf edilmesi kutsal bir hizmet olacaktır. 

Diplomalıların, bir çok millî meselede olduğu gibi, din bahsinde de lâkaydî kalmaları hayret vericidir. Halbuki din meselesi bizim en hayatî meselelerimizden biridir. Zira Allah'ın dini İslâmiyet, Türk Milletinin ruhudur, canıdır. Ruh sıhhatli olmazsa beden sıhhatli olur mu? Ruhumuzu hurâfeden, sathilikten, şekilcilikten ve yavanlıktan uzak olarak ve olduğu gibi tanımak ve tanıtmak zorundayız. Eğer bunu yapamazsak, Allah'ın dini İslâmiyet, ilelebed bugünkü hürâfevî ve ruhsuz din anlayışının mümessilleri olan istismarcıların elinde kalacaktır. Bu zihniyetin din anlayışında ise Allah'a giden bütün yollar kapalıdır. 

"İnsanın yer yüzünde Allah'ın irâdesine uygun hareket tarzlarının yine insan oğluna bildirilmiş esasları" demek olan dinimizi, bedenî disipline bağlı ruhsuz din anlayışından nasıl kurtaracağız? Bunun için, elbette ilk olarak, "İlâhî irâde"nin yazılı şekli olan Kur'âna bakacağız, Kur'ânı okuyacağız. 

Önümüze engin ve namütenahi bir tefekkür deryası açan Kur'ân, Allah yolunda ilerlememiz için ruhumuza gerekli hareket heyecanını verecektir. Tekrar ifâde edelim ki, Allah'ın Kelâmı Kur'ânı okurken, behemehal bugünkü zihniyetten sıyrılarak okumalıyız. 


6128 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Milli Ölçülerimiz - 24/08/2014
• Milletin efendisi ona hizmet edendir. - Hadis -
Katliâm - 24/08/2014
Şu insanoğlu; fıtratı itibariyle rahata, kolaylığa, hiç terleyip yorulmadan kazanmağa ve hiç zahmete katlanmadan ömür sürmeye ne de düşkündür..
Kur'ân Nedir ? (5) - 24/08/2014
Bugünün müslüman topluluklarının Kur'ân denince ne anladıklarını ve tatbikattaki durumun ne olduğunu kısaca gözden geçirmekte fayda vardır.
İşe Nereden Başlamalıyız? - 24/08/2014
Ey îmân edenler! Siz kendinize bakın. Eğer siz doğru yolda iseniz, sapıtanlar size zarâr veremez (Mâide Sûresi, âyet: 105).
Yeni Fetihlere Doğru - 24/08/2014
Fetihlerin en başta geleni millî benliğimize, yani kendi öz varlığımıza dönüş fethidir.
Kur'ân Nedir ? (1) - 24/08/2014
Bugünün müslüman topluluklarının Kur'ân denince ne anladıklarını ve tatbikattaki durumun ne olduğunu kısaca gözden geçirmekte fayda vardır.
Güç Kaynaklarımız - 24/08/2014
Her milletin, mâddi ve ma'nevi olmak üzere birtakım kuvvet kaynakları vardır.
Neden Helva Yapamıyoruz? - 24/08/2014
Un hazır, şeker hazır, yağ hazır, hepsi hepsi hazır, fakat biz bu hazır malzemeleri uygun biçimde kullanarak bir türlü helva yapamıyoruz. Acaba neden?
Kur'an Nedir? (2) - 24/08/2014
Bugünün müslüman topluluklarının Kur'ân denince ne anladıklarını ve tatbikattaki durumun ne olduğunu kısaca gözden geçirmekte fayda vardır.
 Devamı
Köşe Yazıları